6 Advanced
Pınar Su
Reading
Köşe yazısı
28 Mart, 2022
Sevgili okurlarım,
Bu yazımda sizlere müzik ve kültür ilişkisinden bahsedeceğim. Son zamanlarda birçok kişiden günümüzün değişen dünyasında yavaş yavaş bizi biz yapan kültürel öğelerden uzaklaştığımız gibi şeyler duyuyorum. Peki, tam olarak neyden uzaklaşıyoruz?
Konuya, sizlere zaman içerisinde Türk kültürün vazgeçilmez bir sembolü haline gelmiş olan Türk ozanlık (âşıklık) geleneğini anlatarak başlayacağım. Anadolu topraklarında ozanlar (âşıklar) tarafından icra edilmeye başlanan ve günümüze kadar gelmeyi başaran bu gelenek müzik, şiir ve hikâye anlatımını birleştiren eşsiz bir sanat dalıdır. Ozanlar doğaçlama yoluyla ve genellikle saz (bağlama) eşliğinde şiirlerini söylerler. Bu şiirler hayatın kendisini konu alır ve insanların yaşanmışlıklarından bahsederek onlara kendilerini daha iyi anlama fırsatı verir. Ozanlar için içinde yaşadıkları toplumun sözcüleri de diyebiliriz. Peki, bu insanlar ne anlattılar? Sizce bizden çok farklı hayatlar yaşamış bu insanların anlattıkları bize ne kadar hitap edebilir? Size bu sorunun cevabını arkalarında unutulmaz eserler bırakmış iki Türk ozanından bahsederek vereceğim.
Birincisi Âşık Veysel Şatıroğlu. Sanıyorum ki herkesin bu isme aşinalığı vardır. Kendisi çocuk yaşta iki gözünü de kaybetmiş olmasına karşın şiir ve müzik konularındaki yeteneğiyle keşfedilmiştir. Erken yaşta saz çalarak başka ozanların şarkılarını yorumlamaya başlamıştır. Âşık Veysel, Türk halk ozanlığı geleneğinin son büyük temsilcilerindendir. Birlikte kendisinin Anlatmam Derdimi isimli eserine bakalım. Âşık Veysel eserinde şöyle diyor:
Anlatmam derdimi dertsiz insana
Dert çekmeyen dert kıymetin bilemez
Derdim bana derman imiş bilmedim
Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz aman aman
Âşık Veysel bu eserinde dertli insanın halinden yalnızca dertli olan bir insanın anlayabileceğini aktarıyor. O ayrıca dert sahibi olmanın öneminden bahsediyor ve bunun doğal bir durum olduğunun altını çiziyor.
Size bahsetmek istediğim ikinci Türk ozanı ise Neşet Ertaş. Babası Muharrem Ertaş’tan etkilenerek küçük yaşta saz çalmayı öğrenmiş ve kendisiyle birlikte sahne almaya başlamıştır. Ertaş Türk ozanlık geleneğinin modern temsilcilerinden olup arkasında sayısız değerli eser bırakmıştır. Ertaş, Yolcu isimli şarkısında şöyle diyor:
Bir anadan dünyaya gelen yolcu
Görünce dünyaya gönül verdin mi?
Kimi büyük kim böcek kimi kul
Merak edip hiçbirini sordun mu?
Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz
Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
Bu şarkının sözleri beni her zaman çok etkilemiştir. Bu eserinde kendini her şeyin merkezine koyan insana evrende yalnız olmadığını hatırlatmaktadır Ertaş. Bizi büyük resmi görmeye davet etmektedir.
Sizinle yukarıdaki unutulmaz eserleri paylaşmamın sebebi, aslında bizi biz yapan değerlerden kopmamızın mümkün olmadığını göstermekti. Ozanlık geleneğinin en önemli özelliklerinden birinin dönemin yaşayış tarzını yansıtması olmasına karşın eserlerin birçoğu insanı konu almıştır. Bu nedenle bu eserlerde kendimizden bir şeyler bulmak için bu ozanlarla aynı dönemde yaşamış olmamıza gerek yoktur. Bu eserler zamandan ve mekândan bağımsız olarak bizim hayatlarımıza dokunabilmektedir ve bu yüzden asla kaybolmayacaklardır.
Vocabulary exercise
Comprehension questions
- Yazar yazısında Türk ozanlık geleneğinden neden bahsediyor?
- Yazar Anlatmam Derdimi ve Yolcu şarkılarını neden örnek gösteriyor?
Your turn!
Do you agree with the author’s statement below or not? Give reasons for your answer.
“Bu eserler zamandan ve mekândan bağımsız olarak bizim hayatlarımıza dokunabilmektedir ve bu yüzden asla kaybolmayacaklardır.”
Song mentioned:
Comprehension questions
Your turn!
What do you understand from the lyrics given below? Give reasons for your ideas.
“Bir umuttur yaşatan insanı.”
Practice with your friends!
Work in pairs. Choose a song to analyze and create a presentation. Make sure to:
– provide the lyrics of the song
– explain what you think the artist means by the lyrics
– give reasons for your ideas
Three friends, Betül, Cemre and İrem, are presenting their group project. Their task was to choose a song and do a presentation on it by analyzing the lyrics. They chose Sözlerimi Geri Alamam by Bulutsuzluk Özlemi.
Cemre: Herkese merhaba, ben Cemre.
Betül: Merhaba, ben Betül.
İrem: Merhaba, ben İrem. Umarım sunumumuzu beğenirsiniz!
Cemre: Biz projemiz için Bulutsuzluk Özlemi grubunun Sözlerimi Geri Alamam adlı parçasını seçtik. Bu şarkı ilk kez 1990 yılında çıkan Uçtu Uçtu isimli albümde yayınlanmış. Söz ve bestesi Nejat Yavaşoğulları’ına aittir. Bu şarkı, Bulutsuzluk Özlemi’nin en bilindik şarkılarından biri. Bu şarkıyı seçmemizin nedeni üçümüzün de şarkıyı çok seviyor olması.
Betül: Her şarkı dinleyen kişi tarafından farklı yorumlanabilir. Biz projemiz için bir araya gelerek düşüncelerimizi paylaştık ve şarkıyı çok benzer bir şekilde yorumladığımızı gördük. Size de bu düşüncelerimizi aktaracağız.
İrem: Bu şarkı yaşanıp bitmiş güzel anılara bir gönderme yapmaktadır. Birçok insan yaşanılan güzel şeyleri geride bırakmak istemez. İnsanlar zamanı geriye almak, yaşananları değiştirmek ve çoğu zaman bildikleri şeylere geri dönmek isterler. Fakat bu şarkının yazarı birçok insanın aksine içinde bulunduğu bu üzücü durumu değiştirmek istemez. Şarkının ilk kısmı şöyledir:
Sözlerimi geri alamam
Yazdığımı yeniden yazamam,
Çaldığımı baştan çalamam,
Bir daha geri dönemem
Şarkının bu kısmında yazar yaşananları geri almanın mümkün olmadığını örneklerle dile getirir. İlişkisinin bittiği bir insana geri dönmenin iyi bir fikir olmadığının farkındadır.
Cemre: Şarkı şöyle devam eder:
Akıyorsa gözyaşım kurumasın,
Coşup seven gönlümse durmasın,
Dost bildik anılarım çağırmasın,
Bir daha geri dönemem
Bu kısmında ise yazarın gerçekle yüzleştiğini söyleyebiliriz. Yaşanmış anıların güzelliği onu geri dönmeye teşvik etse de bunun bir hata olduğunu bilmektedir. Bu nedenle, her ne kadar üzücü olsa da sona gelindiğini kabul etmektedir.
Betül: Şarkı şöyle devam ediyor:
Hiçbir kere hayat bayram olmadı ya da
Her nefes alışımız bayramdı
Bir umuttu yaşatan insanı
Aldım elime sazımı
Yazar bu kısımda yaşamın her anının kutlanmaya değer olduğunun altını çiziyor ve umudun önemini vurguluyor. ‘Bir umuttu yaşatan insanı’ diyor. Umut olmadan nasıl devam edebiliriz ki? Şarkının son kısmı şu şekilde:
Yine aşınca çayın suyu boyunu
Belki yeniden karşıma çıkacaksın
Göz göze durup bakınca
Göreceğiz,
Neyiz ve nerelerdeyiz,
Bilemiyoruz
Şimdi
Yazar burada geleceği hayal ediyor ve yollarını ayırdığı insanı tekrar görebileceğini dile getiriyor. Hayatın ne getireceğini bilemediğini fakat umutlu olduğunu anlıyoruz. Yazar geleceğin belirsizliğinin farkında olduğunu dile getiriyor. Sonuçta, biz her ne kadar planlar yapsak da hayatın neler getireceğini bilemeyiz.
İrem: Özetle, bu şarkı ayrılık şarkısı olsa da bize ne olursa olsun hayatın devam ettiği ve umudumuzu kaybetmememiz gerektiği gibi olumlu bazı mesajlar da vermektedir. Üzücü tecrübelere rağmen yola devam etmek zor olabilir ama belki önümüzde yaşayacağımız güzel günler vardır. Bunu bilmenin tek yolu ise şarkıda da belirtildiği gibi umudumuzu kaybetmeden yola devam etmektir.
Şarkı analizimizin sonuna geldik. Bizi dinlediğiniz için teşekkür ederiz!